Karşı-Ekonomi ve Monero ile Sistemi Alt Etmek
Vergilendirme aracılığıyla, pasifistler savaşların giderlerini karşılıyor, veganlar hayvancılığı sübvanse ediyor, sigara içmeyenler tütün üretimini finanse ediyor.
Kim merkezî iktidar olursa olsun, hapishaneler tıklım tıklım dolu kalacak, bireysel silahlanmayla ve uyuşturucuyla savaş devam edecek, yaşlı hanımlar ördükleri çorap, bere ve eldivenleri yol kenarında sattıkları için tutuklanacaklar, gençler biraz geçinebilmek için okuyup bitirdikleri kitapları yerde sergileyerek ellerinden çıkarmaya çalışırken meydan dayağına uğrayacak, polis her gün insanları sudan sebeplerle öldürmeye, insansız hava araçları uçmaya ve bombalamaya devam edecek.
Gözetleme devleti, dünyadaki herkesi hacklemeyi ve izlemeyi sürdürecek. Servet onu kazananlardan, hükümete, yandaşlarına ve parazit demokrasisine akmaya devam edecek. Kitlelerin, korku tellallığı ve yalanlarla kontrol edilmesi hız kazanacak. Kim merkezî iktidar olursa olsun, belirsiz tehditler ve hayalî ecinniler, daha fazla savaş, daha fazla pandemi, daha fazla casusluk ve daha fazla askerî sanayi kompleksi harcaması için gerekçe olarak kullanılacak.
Kim iktidar olursa olsun, döngü devam edecek. Güç, güçlülerin elinde kalacak ve diğer herkes sıraya girecek. Bunu yapmayanlar -isyancılar- öldürülecek ya da zindanlara kapatılacak.
Oylarınız önemli değil. Hele sistem için hiç değil. Senin hayatın da önemli değil. Sen, muhtemelen bana inanmayacaksın ama, bir kölesin, mübadele edilebilir bir emtiasın, istatistiksin. Sen, tazmini mümkünsün. Sistem, varlığınız, oyunuz veya “kurtuluş hayaliniz” ne olursa olsun çalışacak şekilde tasarlanmıştır.
İnsanlar “Dünya bozuldu, memleket çok bozdu” gibi şeyler söylemeye bayılıyor. Bu tür bir düşünce, “Başka Bir Dünya Mümkün” veya “Yeniden Türkiye” gibi özlü sözden bozma siyasî sloganlara yol açar. Düşünce de slogan kadar delüzyonal ve yanlış yönlendirilmiştir. Sistem bozuk değil, tam olarak tasarlandığı gibi çalışıyor.
Köleler, bir gün sürüden ayrılacaklarını ve ulaşacaklarına inandıkları şey için yoğun bir şekilde çalışmaları gerektiğini düşünüyorlar ki o şey de aslında anlamı yozlaşmış olan “başarı” nosyonudur. Sistem, devleti, onun görevlilerini, medyanın çoğunu ve esas olarak devlet için ve devlet sayesinde var olan şirketleri içerir. Sistem sizin onun hakkında ne düşündüğünüzü pek umursamıyor çünkü ondan nefret etseniz ve amansız bir şekilde şikayet etseniz bile, yaptığınız hemen hemen her şey onu zenginleştirmeye hizmet ediyor.
İşe gidiyorsunuz ve sistem büyüyor. Normal piyasada iş yapıyorsunuz (karaborsa ve gri piyasaların veya “karşı-ekonominin” aksine) ve sistem büyüyor. Sistem, yaptığınız her şeyden, kazandığınız her şeyden ve harcadığınız her şeyden bir parça (fark ettiğinizden çok daha büyük bir parça) alıyor. Sistem öyle tasarlandı ki sadece hayatınızı yaşayarak, gönülsüz kölelik durumunuzu hiç tanımadan, fark etmeden uyumlu bir işçi arı olarak hizmet edeceksinizdir.
İşler belki değişebilir. Pek çok kişinin iddia ettiği gibi pesimist değilim. Ben realistim ve gerçek şu ki işler ancak sistem yıkılırsa değişebilir. Sistem içinde herhangi bir değişiklik olamaz. Sistem değişmek için kurulmadı. Bir benzin istasyonu, eklemeler, tasarım değişiklikleri veya iç tadilatla otel olmaz; benzin istasyonu yıkılıp yerine otel dikilince otel olur.
Umut var, ancak politikacılarda veya siyasî partilerde değil. Sistem bozuk olmadığı için tamir edilemez. Ancak sistem kısa vadede bypass edilebilir ve nihayetinde ortadan kaldırılabilir. Bu stratejilerde bir umut kıvılcımı bulunabilir. Bu stratejilerin adları vardır: Voluntarizm, Agorizm, Karşı-ekonomi ve tabii ki Anarşizm.
Sistemi yenmenin ilk adımı, sistemin ne olduğunu öğrenmektir. İkinci adım, bunun dışında nasıl yaşanacağını öğrenmektir. Yaşamak, sevmek, çalışmak, ticaret, ebeveynlik... Hayatın tüm bileşenleri sistemin duvarlarının dışında özgür bir toplumda yürütülebilir. Kendini sistemden ayırmak elbette kolay değil, ama imkânsız da değil.
Regülasyona boğulmuş piyasadan, planlı ekonomiden kaçınabileceğiniz ve bunun yerine karşı-ekonomide işlem yapmayı tercih edebileceğiniz her zaman daha iyi operasyonları önererek özetleyeceğim. Bu şekilde sistemi zenginleştirmekten, üreticilerin zenginliğinin hortumlanmasından ve sistemin sizi takip etmesine yardımcı olmaktan kurtulursunuz.
Takas yapmak, kendi yiyeceğinizi yetiştirmek, kendi enerjinizi üretmek, merkeziyetsizlik ve dayanıklılık... Bunların tümü, sizin yaşamınız pahasına güçlenen sistemin herhangi bir dâhlini reddederek kendi hayatınızı iyileştirebileceğiniz yöntemlerdir. Başkalarının, özellikle de devlet çalışanlarının, sizin için bir şey yapmasına güvenmek yerine, işleri kendiniz için nasıl yapacağınızı öğrenin.
Karşı-Ekonominin Nihai Aracı: Monero
Bu arada karşı-ekonominin en güçlü dinamiklerinden olan ve hatta yakın gelecekte piyasayı, diğer bir deyişle de insanlığı özgürleştirmesine kesin gözüyle baktığım bir teknoloji var.Bu devrimin kapısını aralayan ilk deneme, devrimci bir fikir olan Bitcoin idi. Merkeziyetsiz, sansürlenemez bir değer fikrini kanıtladı ve bir "eski kral" olarak tarihe geçti. Ancak, "gözetleme devletine" ve "sisteme" karşı nihai bir silah olarak kritik bir zafiyeti vardı: Şeffaflık.
Bitcoin anonim değil, sahte-anonimdir (pseudonymous). Her işlem, her bakiye ve her cüzdan adresi, herkesin görebileceği şeffaf bir dijital deftere (blockchain) kalıcı olarak kaydedilir. Zincir analizi (chain-analysis) firmaları, bu şeffaf defteri inceleyerek adresleri borsalara, satıcılara ve nihayetinde sizin gerçek dünya kimliğinize kolayca bağlayabilir. Bu durum, Bitcoin'i sistemin izlemesi için tehlikeli derecede kolay bir hedef haline getirir.
İşte bu noktada, devrimin bir sonraki ve asıl adımı olan Monero (XMR) devreye giriyor. Monero, gizliliği bir seçenek veya eklenti olarak değil, protokolün zorunlu ve varsayılan bir standardı olarak tasarlamıştır. Bitcoin'in şeffaflık hatasını temelden çözer. Monero kullanırken kimse kime, nereden para gönderdiğinizi veya ne kadar gönderdiğinizi bilemez.
Monero, bunu üç temel kriptografik teknoloji ile başarır:
Halka İmzalar (Ring Signatures) - Göndericiyi Gizler: Bir Monero işlemi gönderdiğinizde, sizin dijital imzanız, ağdaki diğer rastgele kullanıcıların imzalarından oluşan bir "kalabalığa" karıştırılır (bir yemleme mekanizması). Dışarıdan bakan bir gözlemci, işlemin o gruptan herhangi biri tarafından yapılmış olabileceğini görür, ancak kesin olarak kimin gönderdiğini hesaplama yoluyla belirleyemez.
Gizli Adresler (Stealth Addresses) - Alıcıyı Gizler: Birine Monero gönderdiğinizde, para o kişinin herkese açık cüzdan adresine gitmez. Bunun yerine, protokol her işlem için alıcı adına tek kullanımlık rastgele bir adres oluşturur. Sadece alıcının özel anahtarı (private view key) bu adresi tarayıp fonları bulabilir. Bu, alıcının farklı kişilerden gelen tüm ödemelerinin birbiriyle veya onun genel adresiyle ilişkilendirilmesini imkansız hale getirir.
RingCT (Ring Confidential Transactions) - Miktarı Gizler: Bu teknoloji, işlem miktarını blockchain üzerinde kriptografik olarak gizler. Gönderici ve alıcı hariç hiç kimse, ne kadar Monero (XMR) transfer edildiğini göremez.
Bu üç özellik, Monero'ya dijital dünyada elde edilmesi en zor olan özelliği kazandırır: Gerçek Takas Edilebilirlik (Fungibility).
Takas edilebilirlik, bir birimin başka bir birimle tam olarak aynı ve değiştirilebilir olması demektir (bir 100 TL'nin, başka bir 100 TL'den farksız olması gibi). Bitcoin'in şeffaf geçmişi nedeniyle, "kirli" veya "lekelenmiş" (yani sistemin yasadışı saydığı bir işlemde kullanılmış) coin'ler tespit edilebilir ve borsalar tarafından kara listeye alınabilir. Bu, Bitcoin'in takas edilebilirliğini yok eder.
Monero'da ise bu imkansızdır. Hiçbir XMR'nin geçmişi olmadığı için "kirli" veya "temiz" XMR diye bir ayrım yoktur. 1 XMR her zaman 1 XMR'dir. Bu, onu sansüre, el koymaya ve kontrole karşı mutlak dayanıklı, karşı-ekonomi için mükemmel bir mübadele aracı yapar.
Felsefe ve Gerçek Merkeziyetsizlik
Anarko-kapitalist dünya görüşü yalnızca serbest piyasa alışverişinde bulunan bağımsız bireyleri destekler. Ne devletler ne de şirketler kabul edilebilir aracılar değildir. Bu masada bireyler, sahip oldukları mülkler, bu mülkleri takas etmek için girdikleri sözleşmeler ve bu takası kolaylaştıracak bir piyasa vardır. Eksik olan tek şey bu piyasada takas işlemlerini gerçekleştirecek bir araçtır.Para piyasa anarşistlerini rahatsız eder. Para arzını kontrol eden merkez bankaları devletin kurumlarıdır. Visa gibi finansal ödeme ağları ise şirketlerdir ve bunlar da pek iç açıcı değildir. İşte bu noktada Monero devreye giriyor.
Monero'nun tasarımını PayPal, Google Pay ya da Apple Pay gibi diğer teknoloji destekli ödeme sistemlerinden farklı kılan da budur. Bu hizmetler aslında sadece banka hesaplarına ve ödeme kartlarına daha uygun bir bilgisayar arayüzü sağlamaktadır. Merkez bankaları ve şirketler bu işlemlere müdahale edebilmektedir.
Şu da bir gerçek ki Monero'nun bu gizli yapısı, sistemin "yasadışı" saydığı aksiyonlar için de kullanılabileceği anlamına gelmektedir. Öte yandan, bu yasadışılıkların türediği yasaların çoğu masumları suçlulara dönüştürmekten başka bir işleve sahip değildir. Ben bu sorunları çözmek için Monero'nun devlet hükümetleri yerine matematik tarafından desteklendiğini savunuyorum.
Monero'nun başarısının anahtarı, Bitcoin'in öncülüğünü yaptığı ancak Monero'nun mükemmelleştirdiği "blockchain" (blok zinciri) teknolojisidir. Ancak Monero, güvenliği sağlama (madencilik) konusunda da Bitcoin'den felsefi olarak ayrılır.
Bitcoin madenciliği, devasa sermaye gerektiren, özel olarak üretilmiş ASIC cihazları etrafında merkezileşmiştir. Bu durum, madenciliği bireylerin erişiminden uzaklaştırıp dev şirketlerin ve potansiyel olarak devletlerin kontrolüne sokarak, felsefenin temeline aykırı bir merkezileşme yaratmıştır.
Monero, bu sorunu RandomX adlı iş ispatı (Proof-of-Work) algoritmasıyla çözer. RandomX, ASIC'lere dirençli ve özellikle genel amaçlı CPU'lar (standart bilgisayar işlemcileri) için optimize edilmiştir. Bu tasarım, madenciliği "demokratikleştirir" ve ağı güvende tutma işini, pahalı donanım çiftliklerinden alıp sıradan bireylerin ev bilgisayarlarına geri verir. Bu, Monero'nun teknik olarak olduğu kadar, politik olarak da merkeziyetsiz kalmasını sağlar.
Ekonomik Teori ve Monero'nun Değeri
Monero olgusu ile ilgili bazı gözlemciler, paranın para olarak değerinin ilk kökenine ilişkin bir açıklama olan parasal Regresyon Teoremi’ne uymuyor gibi görünmesi nedeniyle şaşkınlığa uğramıştır. Özünde, bir taraf Monero'nun “gerçekten” para olmadığını iddia ederken, diğer taraf Monero'nun aslında burada olduğunu ve eğer bozulan bir şey varsa bunun da gözden geçirmemiz gereken bu katı teoremler olabileceğini söylüyor.Bitcoin ve Monero'nun varlığı Regresyon Teoremi’ne meydan okumaz. Rothbard, paranın bir takas ekonomisinden çıkabilmesi için önceden var olan bir meta değerine (doğrudan kullanım değeri, örn: altın gibi) sahip olması gerektiğini açıklar. Ancak, bir ekonomi parasallaştıktan sonra, bir para doğrudan meta değerini kaybedebilir ve yine de bir para olarak kullanılabilir. İtibari para birimlerinin (Dolar, Euro vb.) tarihi bunu açıklar; önceki para fiyatlarının (altın) hatırası nedeniyle para olarak statülerini korumuşlardır.
Monero ekonomisindeki ilk işletmeler, borsalar oldu. Monero'nun (XMR) dolaylı mübadelenin yanı sıra emtia değeri olmayan bir mübadele aracı olarak hizmet verebilmesi için para fiyatları (USD, BTC) hakkında dönüşümsel bir bilgi olması gerekir. Piyasa aracıları bu boşluğu doldurur.
Temel nokta, bir para (USD veya BTC) ile Monero arasında mübadele gerçekleşebildiğinde, mal tedarikçilerinin Monero’yu potansiyel bir mübadele aracı olarak değerlendirmek için bir araca sahip olmasıdır. Paranın regresyonu tamamlanmıştır, çünkü yeterince geriye gittiğimizde geleneksel emtia parasına ulaşırız:
Monero (XMR) → USD → Parasallaştırılmış Altın ve Gümüş [Parasal ekonominin başlangıcı] → [Takas ekonomisinin sonu] Emtia Altın ve Gümüş.
Peki neden Monero’ya USD’den daha fazla talep var? Bu, Monero sisteminin doğasında bulunan gerçek anonimlik, merkeziyetsiz ödeme sistemi, kriptografik güven, ASIC dirençli madencilik ve mutlak takas edilebilirlik gibi özelliklerinden kaynaklanan subjektif bir değerlemenin sonucudur.
Regresyon Teoremi, bir malın bir mübadele aracı olarak nasıl başlangıç değeri kazanabileceğini açıklar. Teorem, bunun için malın mübadele aracı değeri kazanmadan önceki bir noktada kendi başına bir mal olarak başka bir değere, "doğrudan kullanım değerine" sahip olması gerektiğini belirtir.
Pek çok gözlemci Monero’da herhangi bir “doğrudan kullanım değeri” bulmakta zorlanmaktadır. Ancak bu, dar bir bakış açısıdır. Monero'nun doğrudan kullanım değeri şudur:
Merak ve "Geek" Değeri: Kriptopara birimleriyle ilgilenen ilk benimseyenler, Monero'yu "güzel bir şey" olarak, kırılması zor bir şifreleme harikası olarak gördüler. Bu, onlar için küçük bir içsel (doğrudan) değere sahipti.
Sosyal Sinyal Değeri: Monero'ya sahip olmak ve kullanmak, teknoloji meraklısı, güncel ve "bilgili" olma mesajı göndermenin bir yoludur.
En Önemlisi: Doğrudan Takas Değeri: Sırf bir Monero’ya (XMR) sahip olmak istediğim için “sana bir Monero karşılığında iki dilim pizza vereceğim” demek, dolaylı bir mübadele işlemi değil, bir takas işlemidir. Ben o Monero'yu sadece incelemek, sanal bir hatıra olarak biriktirmek veya sistemini test etmek için isteyebilirim. Bu amaçların hiçbiri dolaylı bir mübadele amacı teşkil etmez. Bunların hepsi doğrudan kullanımlardır.
Dolaylı mübadele değeri (yani onu başka şeyler almak için kullanma beklentisi) ortaya çıktıktan sonra, bu başlangıçtaki doğrudan kullanım değerinin devam etmesi gerekmez. Regresyon Teoremi yalnızca ilk ortaya çıkışın zamansal-sıralı bir açıklamasıdır.
Dijital Enerji ve Gelecek
Satoshi Nakamoto, Genesis (“Yaratılış”) Bloku’nu çıkardığında, dijital kıtlık fikrinin (enerji harcaması gerekliliği) mübadele oranını belirlemesini sağladı. Bu, para birimi için “destek” seviyesidir. Bu destek seviyesi aynı zamanda sahteciliğe karşı da bir koruma sağlar. Özetle, fayda muhafazakârdır ve süreç geri döndürülemezdir.Paranın kıtlığı fikri, “eğer para muhafazakârsa, o zaman diğer her şey muhafazakâr olacaktır” demekle aynı şeydir. Eğer para muhafazakâr değilse, dünya çıldırır.
Monero, bu dijital enerji felsefesinin nihai halidir; çünkü onu sadece kıt değil, aynı zamanda gizli ve erişilebilir kılar. Bu teknolojiyle, herhangi bir frekansta, zaman ve mekânın herhangi bir yerinde, sistemin müdahalesi veya izni olmadan, gerçek anlamda özel bir güç iletebiliriz. Monero'nun RandomX ile CPU madenciliği, boşa harcanan enerjiyi herkesin katılabileceği dijital enerjiye dönüştürür.
Monero, dünyanın çıldırışlarının bir daha asla tekrarlanmaksızın son bulduğu, bireyin egemen olduğu gelecektir.
Yalnızca bön enflasyonistler, devletin, itibari para yoluyla insanlığı zenginleştirebileceğine inanabilirdi.Eğer Monero’nun savunucuları ve kullanıcıları olacaksak, yapının emir komuta olmaksızın kaçınılmaz olarak kendi kendine ortaya çıktığını da anlamamız çok önemlidir. Tıpkı devletin, hukukun üstünlüğünü sağlamak için gerekli olmadığı gibi.
— Ludwig von Mises
Karşı-ekonominin bu en başat silahı olan Monero'nun arkasındaki ekonomik ilkeleri anlamak için Saifedean Ammous’un yazdığı The Bitcoin Standard, The Fiat Standard ve Principles of Economics adlı kitaplara mutlaka göz atmanızı öneririm. Bu kitaplar Bitcoin'i anlatsa da, tartıştıkları "sağlam para" (sound money) ilkelerini günümüzde teknik olarak en saf haliyle uygulayan varlık Monero'dur.
Tabii yerli kaynak babında saygıdeğer Erdi Serdar’ın Ekonomiyi Doğru Anlamak, Para Nedir? ve Devlet Paramıza Nasıl El Koydu? gibi makalelerini okumak da elzemdir.
Şimdi… Hükümetin ve büyük şirketlerin yarın kapatıldığını hayal edin. Sizi etkiler mi? Nasıl etkiler?
İlk sorunun cevabını “hayır” veya en azından “fazla değil” yapmaya uğraşın. Kendi kendine yeterliliği hedefleyin. Birçok alanda bilgili modern bir “Rönesans adamı” olun; unutmayın ki sistem ve devletler onları yok etmeden önce dünya “polymath” insanların omuzlarında yükseliyordu.
Sistem aşılmaz görünebilir, ancak onu besleyen regüle edilmiş piyasaya katılarak onu zımnen destekleyen kitlelere bağlıdır.
İnsanlar uyanmaya ve davranışlarını değiştirmeye başladığında sistem zayıflar. Yeterince insan bunu yaptığında, sistem patlayacaktır (özellikle de patlamaya paranın Rönesans’ı olan Monero gibi stratejik çabalarla yardım ediliyorsa).
Leviathan’ı alt edebilir ve öz-sahipliğimizi, mülkiyet haklarımızı geri alabiliriz. Köleliğin ötesine geçerek büyümek ve gelişmek için inşa edilmiş bir sisteme geçebiliriz. Hayatımızı barış ve özgürlük içinde yaşayabiliriz. Yapabiliriz, ama yapacak mıyız?
